Uykusuzluk, çoğunlukla uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte zorluk ya da uykunun dinlendirici etkisinin olmaması durumlarında ortaya çıkan şikayetlerin genel adıdır. Uzman hekimlerin yaptığı araştırmalara göre, yetişkinlerin yaklaşık %10-15'inde görülen uykusuzluk hastalığı, ülkemizde son zamanlarda oldukça yaygın hale gelmiştir. Özellikle ileri yaşta kadınlarda sıkça görülen bu rahatsızlığın temelinde, uykunun zamanlaması ve süresi içerisinde homeostatik uyku düzenlemeleri, yani biyolojik saat süreçleri yer almaktadır. Uykusuzluk çeken bireylerde düşük yaşam kalitesi, ciddi sağlık problemleri ve duyular arasındaki iletişim bozuklukları gibi rahatsızlıklar sıkça görülen problemler arasında yer alır.

Akut uykusuzluk genellikle 1-3 hafta süren bir uykusuzluk türüdür. Bu uykusuzluk hastalığının temelinde kafein ve alkol tüketiminden kaynaklanan rahatsızlıklar yer alır. Bazı kişilerde ise stres, ağrı ve vardiyalı çalışma gibi nedenler akut uykusuzluğa yol açabilir. Ayrıca, yanlış öğrenilmiş davranışlar ve kaygı gibi sebepler de akut uykusuzluğa neden olabilir. Ancak akut uykusuzluk, zaman içerisinde düzelme potansiyeline sahip bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık türü, uzman hekimlere başvurulduğunda kısa süre içinde tedavi edilebilir. Ayrıca, bir dizi bitkisel karışım ve medikal tedavi yöntemleri ile stres azaltıcı teknikler yardımıyla uykusuzluğun son bulduğu görülmüştür.

Kronik uykusuzluk, oldukça tehlikeli olabilen bir uykusuzluk türüdür ve çeşitli alt dallara ayrılarak sınıflandırılmıştır. Bu alt dallar arasında şunlar yer alır:

Bu kavramların tamamı, kronik uykusuzluk hastalığının temelini oluşturur.

Bir kısım psikolojik rahatsızlıklardan kaynaklı olarak bireylerin ciddi anlamda uykusuzluk problemi çektikleri görülmüştür. Böyle bir durum söz konusu olduğunda, kişinin uzman hekimlerce tedavisi sonrası üzerindeki yorgunluktan kurtulması ile hastalığın son bulduğu gözlemlenmiştir. Bazı hastalarda oluşan uykusuzluk problemi, zaman içinde kişinin kendi kendine konuşması, sürekli gözlerinin kanlanması ve bulantı gibi rahatsızlıklarla birlikte sosyal çevreye uyum konusunda ciddi sıkıntılar oluşturur. Böyle bir durumda kalan kişi, sosyal bozuklukların etkisi ile psikolojik rahatsızlıklarla baş başa kalır. Bu tür bir durumda olan birey, konuyu uzman hekimlere götürerek tedavi yöntemlerini araştırmak zorundadır.

Uykusuzluk hastalığının öncelikle nedenleri araştırılmalıdır. Yapılan bu araştırmalar sonrasında hastalığın temelinde yatan gerekçelerin sıralanması gerekmektedir. Aslında hastalığın temelinde yatan gerekçenin sosyal bir etkiden mi yoksa ciddi bir rahatsızlıktan mı oluştuğu araştırıldıktan sonra tedavisine başlanır. Şayet uykusuzluk kısa süreli ise, nikotin ve alkollü maddelerden uzak durulması halinde bu rahatsızlık papatya çayı gibi bitkisel tedavi yöntemleri ile son bulur. Çünkü bitkilerin içerisinde bulunan yararlı sinirleri dinlendirici maddeler sayesinde kişi huzur içerisinde uykuya dalabilir. Ancak konu kronikleşmiş bir hal almışsa, bu durum tehlikelidir. Kişi 1-2 dakika gibi kısa süreli uyku dönemleri geçirir ve bu durum yorgunluğunu atmasına yetmez. Böyle bir durumda olan kişi, konuyu uzman hekime bildirmelidir. Uzman hekimin önerdiği tedavi yöntemleri yardımıyla, kişi kısa süre içinde ilaçların yardımıyla bu rahatsızlığın üstesinden gelecektir.